Fotoğraf çekerken kendimize sormamız gereken sorular nelerdir?

Fotoğrafa ilk başlayan herkes deklanşöre düşünmeden basar, öğrenme de böyle gerçekleşir zaten ama bir süre sonra eve gelip fotoğraflar
bilgisayara atıldığında çok sayıda benzer veya gereksiz fotoğraf çekilmiş olduğu görülür ve zamanla bunları temizlemek işkence haline gelebilir. Bu sebeple zaman geçtikçe insan daha az fotoğraf çekmeye başlar. Bu yazımızda deklanşöre basmadan önce o fotoğrafı çekeceğimize emin olmak için sormamız gereken soruları göreceğiz.

1- Ne anlatmak istiyorsunuz?

Fotoğraflar genellikle içte hissedileni dışarıya yansıtmak veya kendi gördüğümüzü başkalarına göstererek onların da benzer duygu yaşamaları, veya anlam çıkarmaları amacıyla çekilir. Fotoğrafı çekmeden önce o konunun ne kadar anlamlı ve çekilmeye değer olduğunu kendinize sorun.

2- Nereye odaklanmak istiyorum?

Odak noktası seçmek, netlemek işlemi fotoğrafın temel noktalarından biridir, makinenizde doğru odak noktasını seçerek doğru yere netlemeli, bunu da göstermelisiniz.

3- Kadrajımda gereksiz obje var mı?

Kadrajlama yaparken de gereksiz objeleri çıkarmaya dikkat etmelisiniz. Unutmayın ki fotoğraf çekerken ‘Bunları daha sonra keserim, çıkarırım’ gibi bir düşünce kafanızda oluşmamalıdır. Bu zaman kaybına yol açar.

4- Arkaplan fotoğrafım için ne kadar iyi?

Arkaplanınız genellikle sade olmalıdır, veya kalabalığı göstermek istiyorsanız da parlak bölgelerin az olması gerekir. Böylece dikkat çeken bölgenin netlediğiniz bölge olmasını sağlayabilirsiniz.

5- Konuya yeterince yakın mıyım?

Çekmek istediğiniz konuya yeterince yakın veya uzak olmanız da iyi kadrajlamanın olmazsa olmazlarındandır. Eğer uzak durursanız etrafta dikkat çeken fazlaca şey olmadığından emin olun.

6- Işık nereden geliyor?

Işık fotoğrafın yapı taşıdır, ışığın iyi kullanımı da fotoğraftaki her şeydir. Eğer ışığın yönünü ve konunun konumlanmasını iyi yapabilirseniz, veya siz ona göre konum alırsanız fotoğraf bambaşka hale gelir o yüzden yön çok önemlidir.

7- Farklı açılardan çekersem daha iyi olabilir mi?

Pek çok kez farklı açıladan çekilen fotoğrafların daha çekici olduğunu görmüşüzdür, bunu kullanın, farklılık yaratın!

8- Diyafram değerim bu fotoğraf için iyi mi?

Diyaframla alan derinliğinin değiştiğini unutmayın, manzara çekiyorsanız her yerin net olmasını isteyecek, portre çekiyorsanız konunun net olmasını isteyeceksiniz, dolayısıyla buna dikkat edin.

9- Dik kadraj mı yapsam yatay mı?

Bazı fotoğraflar dik, bazı fotoğraflar yatay olarak daha iyi görünür, bunu kendinize sorun, gerekirse her iki kadrajdan da çekin, beğendiğiniz kalsın 

10- ISO değerim yüksek mi?

Bazen önceki çekimden kalma şekilde ISO değerinin çok yüksek kalmış olabilir, sonradan pişman olmamak için bunu kontrol etmenizde fayda var.

Daha belki bir çok soru sorulabilir ama bunları sormanızda büyük fayda var.

İyi çekimler…

Kontrolü Ele Almak – Odaklama Nasıl Yapılır?

DSLR kullanıcısı olarak, makinemizin tüm özelliklerini bilmek ve tanımak, bunun yanında nasıl ve ne zaman kullanacağımızı bilmek çok önemlidir.
Profesyonel kullanım için, daha iyi fotoğraflar için, daha doğrusu daha istediğimiz fotoğrafları yakalamak için doğru odaklama tekniklerini bilmemiz gerekir. Bu yazımızda doğru odaklamanın nasıl yapılacağını anlatacağız.

Odaklama Nedir?

Bir portre fotoğrafı çekeceğinizi düşünün. Fakat konumuz kare içinde sade bir yerde değil, karmaşık bir arkaplanımız da var. Portre çekeceksek doğal olarak diyaframı açmamız gerekiyor ki konumuz net, arkaplan flu olsun. Ama odaklama (netleme) makineyi aldığınız zaman fabrika ayarı olarak otomatik gelir. Dolayısıyla nereye odaklayacağınızı siz değil, makine seçer.

Şöyle göstereyim:

Bu fotoğrafı çektiğimde burada bu şekilde anlatacağımı hesaplamamıştım  Üstteki fotoğrafta bilerek yanlış odaklama  yaptım, altta da doğru odaklama yaptım. Sonra da ikisini birleştirip bu fotoğrafı ortaya çıkardım. Fotoğrafın üstüne  tıklayıp daha büyük halini görebilirsiniz.

Makinelerde odaklama nasıl?

Makinelerimizde netleme noktaları var. Her makinede farklı sayıdalar ve biz makine alırken genellikle buna dikkat  ediyoruz biliyorsunuz.

Örneğin şu an için popüler makinelere bir göz atalım:

Canon 5D Mark II Body DSLR : Özelliklerde şöyle yazıyor:

 9 noktalı AF + 6 Yardımcı AF noktası
Canon?un 9 seçilebilir nokta ve 6 Yardımcı AF noktası kullanan AF sistemi, hassas otomatik odaklamayı garantiler.

Canon makinelerde vizörden baktığınızda gördüğünüz ekran şekildeki gibidir. Burada odaklama noktalarını görüyorsunuz. Bu odaklama noktaları baktığınız yerdeki kontrast farklılıklarına göre çalışır, dümdüz bir duvara netleyememeniz bu sebeptendir, çünkü duvarda farklı renk/kontrast/gölge farkı yoktur.

Nikon D7000 Body SLR: Özelliklerde şöyle yazıyor:

Otofokus

TTL faz algılamalı, Nikon Multi-CAM 4800DX otofokus moduülü tarafından 39 odak noktası (9 çapraz sensör) ; Algılama aralığı: -1 / +19 EV ( 20°C/68°F de ISO 100)

Nikon makinelerde de vizör görüntüsü bu şekilde oluyor. Genellikle Canon’lara göre biraz kalabalık bir görüntüsü var. Bu da odaklamayı rahat yapmayı sağlıyor.

Odaklamayı Nasıl Kontrol Edeceğim?

Üstte anlattığımız fabrika çıkış ayarlarıydı, bu şekilde istediğimiz bölgeye netleme yapamayız. Fakat biz bu noktalardan bir tanesini seçersek sadece o noktaya netlemeyi yapabiliriz, bu da bize manuel olarak esneklik sağlar. Yani makine sadece benim istediğim bölgeye netleme yapacaktır.

Canon EOS 550D Netleme Noktası Seçimi:

Nikon d700 Netleme Noktası Seçimi:

Bu netleme noktalarını istediğiniz gibi ayarlamayı öğrenmek profesyonel fotoğrafçılığa geçişte çok önemli bir adımdır. Bundan sonra artık nereye netleyebileceğinizi seçebileceksiniz. İstediğinizde sağ tarafa, istediğinizde sol tarafa veya ortaya netleme yapabileceksiniz. Netleme, fotoğrafta yaratıcılığınızı kullanmanız için en önemli faktörlerden bir tanesidir. Dolayısıyla kendinizi bu şekilde daha iyi ifade edebilirsiniz.

Burada farklı netleme noktalarına netlemeyi örnekli şekilde göstermiş oldum, aynı şekilde siz de denemeler yapabilir, alıştırmalarla kendinizi geliştirebilirsiniz.

Kolay gelsin…

Fotoğrafta Bakış ve Hareket Boşlukları

Fotoğrafta temel kompozisyon kurallarını bir önceki yazımızda görmüştük. Şimdi de onun tamamlayıcısı olan bakış ve hareket boşlukları konusunu göreceğiz. Fotoğraflarınızın daha çekici ve göze hoş gelmesi için bu kuralları kullanmanız önerilir.

Bakış Boşluğu Nedir?

Portre fotoğrafları izleyenler üzerine yapılan araştırma göstermiştir ki; fotoğraf izleyicisi ilk başta gözlere odaklanıyor, her nasıl ki birisiyle yolda karşılaştığımızda gözlerine bakıyorsak fotoğrafta da benzer kural söz konusu. Daha sonra da kişinin nereye baktığını, ne düşündüğünü merak eder ve o yöne doğru bakarız, dolayısıyla o yönün boşta olması gerekir, eğer o yön dolu olursa fotoğrafta kısıp kalmışız hissi doğar.

Şimdi biraz örneklerle açıklayalım:

Bu benim çok eski bir fotoğrafım. Canon EOS 400D + Canon EF 50mm 1.8 lens kullanılarak çekilmiş bir fotoğraf. (ISO 100, f2, 1/400) Bakış boşluğu yok, ters tarafta fazlaca boşluk kalmış, dolayısıyla sıkışıp kalma hissi hakim. Oysa bakış yönüne doğru boşluk bırakılmış olsaydı, daha çekici bir fotoğraf olabilirdi. Fotoğraf izleyicisi o boşluğu görmek ve düşünmek isteyecektir.

Bu fotoğraf ise Canon EOS 5D + Canon EF 70-200 f2.8L kullanılarak çekildi (ISO 100 + f2.8 + 1/1600). Bakış boşluğu net şekilde görülüyor. Diğer fotoğraf ile karşılaştırdığınızda aradaki farkı anlayacaksınızdır. Modelin baktığı yer boş kaldığı zaman fotoğrafta daha fazla zaman geçiriyorsunuz, çünkü merak uyandırıyor.

Bir hatırlatma yapmış olalım, açık diyaframlı lensler kullanılarak çekilmiş fotoğraflarda arka plan flu olur, bu da modelin net ve keskin görünmesine, dolayısıyla dikkatin dağılmamasına neden olur.

Bakış boşluğu sadece insan fotoğraflarında kullanılmıyor tabi ki; sevimli dostlarımızı da bu kural dahilinde fotoğraflıyoruz…

Bu fotoğraf, Canon EOS 40D + Canon EF 70-200 f4 L kullanılarak çekildi. (ISO 100 + 1/640 + f8). Diyafram değeri üstteki fotoğraflar kadar açık olmadığı için arka plan yeterince flu değil dikkat ederseniz, daha fazla açmış olsaydım daha iyi görünen bir fotoğraf elde edebilirdim.

Hareket Boşluğu Nedir?

Bakış boşluğunun aynı mantığı hareket boşluğunda da vardır. Hareket eden konunun önündeki boşluğu görmek fotoğrafın kalitesi ve görünüm açısından iyidir. Nasıl ki bakış yönüne bakıyorsak, hareket yönüne de dikkat ediyoruz.

http://slowdowngandhi.deviantart.com/

Bu fotoğraf, Nikon d90 + Nikon 70-300 mm VR kullanılarak çekilmiş. Değerleri de şu şekilde : ISO500 + 1/1600 + f5.6.  Sörfçünün hareket edeceği boşluk açık bırakılmış, böylece nereye gidebileceğini tahmin ediyoruz ve fotoğrafta daha fazla zaman harcıyoruz. Fakat sol alttaki kişi yok edilebilir veya daha sağdan kadrajlanabilirmiş.

Kompozisyon, bakış ve hareket boşlukları fotoğrafta çok önemli yer kaplar. Deklanşöre basmadan önce mutlaka bunları göz önünde bulundurun.

İyi çekimler…

Fotoğrafta Kompozisyon ve 1/3 Kuralı

Hepimiz bu fotoğraf zehrini aldıktan sonra, fotoğraf izliyoruz, çekilen fotoğrafları biz de çekebilir miyiz diye bakıyoruz, hangi makine ile çekilmiş,
hangi lens kullanılmış diye uzun süre bakıyoruz. Fakat unuttuğumuz bir şey var ki fotoğrafı fotoğraf yapan, fotoğrafa ruh katan şey : Kompozisyon

Bu yazımızda fotoğraftaki temel öğelerden olan kompozisyonu anlatmaya çalışacağım.

Eğer fotoğrafta kaliteli bir kompozisyon kurabilirseniz, iyi oturmuş bir kadrajla beraber çok iyi bir kare yakalayabilirsiniz. İyi kompozisyona sahip fotoğraflarda gözler kaliteyi çok aramaz. Dolayısıyla iyi kompozisyonlu bir fotoğraf hep bir adım öndedir, çünkü izleyenlere bir şeyler anlatır, ruhu vardır, düşündürür, farklı duyguları hissetmesini sağlar.

Örneğin Gökhan Tutak’a ait bu fotoğrafta, iki kişinin birbirine olan özlemi çok iyi şekilde fotoğraflanmış. Kadrajda fazla olan obje yok, gözler tek bir yöne kilitlenebiliyor ve fotoğraftan oradaki duyguyu alabiliyorsunuz. Bir fotoğrafla elde edilmek istenen de oradaki duyguyu verebilmekse eğer, bu fotoğraf iyi bir fotoğraftır diyebiliriz.

http://mjagiellicz.deviantart.com/

Bu fotoğrafta ise çizgilerin müthiş uyumunu görüyorsunuz. Kompozisyon fotoğrafın her dalında vardır bu unutulmamalıdır. Yatay çizgiler dinginlik, sakinliği vurgularken, dikey çizgiler hareketi simgeler. Fotoğraftaki tam ortadan geçen eğik çizgi ise neredeyse fotoğrafı ikiye ayırmış ve simetri unsuru oluşturmuş durumda. Doğanın renkleri de fotoğrafa eklenince bu şekilde güzel bir fotoğraf ortaya çıkmış.

Kompozisyonda 1/3 Kuralı

Vizörden baktığınız yeri bu şekilde dokuza ayrılmış olarak hayal edin.  Bu çizgilerin birleşme yerlerine eğer modelinizi konumlandırırsanız fotoğrafınız çok daha ilgi çekici olacak, sıradanlıktan uzaklaşacaktır. Fotoğrafta en çok yapılan hatalardan biri modelin (konunun) tam ortaya konumlandırılmasıdır.

Üstteki örnek fotoğraflarda da gördüğünüz üzere konular çizgilerin birleşme çizgilerine getirilmiş durumda, bu şekilde güzel kompozisyonlar elde edebiliyorsunuz.

Bazı makinelerde ekran üzerine veya vizör içine bu çizgilerin koyulabildiğini de hatırlatayım.

Fotoğrafta kurallara uymak veya uymamak her zaman tartışılan bir konudur fakat çoğu iyi fotoğrafçının söylediği gibi ‘Önce kuralları bil, ondan sonra onları yık.’ Dolayısıyla bu kurallar fotoğrafçılıkta çok önemli yere sahiptir.

İyi çekimler…

Alan Derinliği Nedir, Nelere Bağlıdır?

Alan derinliği, çoğu kişinin fotoğrafa başlama amacıdır.Arka planın flu olması, nesneyi veya kişileri ön plana çıkarır. Bu özellikle portre ve makro fotoğraflarda çok istenen bir şeydir. Bu yazımızda alan derinliğini ve nelere bağlı olduğunu göreceğiz.

Alan Derinliği Nedir?

Basitçe anlatmak gerekirse fotoğraftaki net alana denir. Net alan fazla ise alan derinliği çoktur, net alan az ise alan derinliği sığdır denir. Genellikle bu durum karıştırılır, çok fazla arka plan fluluğu olan fotoğraflara alan derinliği çok fazla denir fakat aslında tam tersidir.

Alan Derinliği Nelere Bağlıdır?

1- Diyafram açıklığı:

Alan derinliğinin bağlı olduğu etmenlerden biri diyafram açıklığıdır.  Açık diyafram, arka planın daha flu olmasına yol açar. Bu da açık diyaframlı lenslerin çok daha pahalı olmasının temel sebeplerinden biridir. Fakat dezavantajı da vardır, genellikle çok açık diyafram keskinliğin azalmasına neden olur.

Üstteki Canon EOS 5d Mark2 + Canon EF 50mm f1.8 kullanılarak çekilmiş fotoğrafta farklı diyafram değerlerinin alan derinliğine etkisini görüyorsunuz. Açık diyaframda arka planın ne kadar flulaştığına dikkat edin, arkadaki beyaz kutu hiç görünmüyor ama diyafram kısıldıkça arka plan daha belirgin hale geliyor.

Düzeltme: 2. fotoğraf ile 3.fotoğraf yer değiştirmelidir.

2- Odak Uzaklığı:

Kullanılan lensin odak uzaklığı da alan derinliğinde etkilidir. Odak uzaklığı arttıkça net alan derinliği azalır. Yani ne kadar fazla odak uzaklığına sahip lens kullanırsanız (Örneğin 135mm f2, 200mm f2 gibi) daha az alan derinliğine sahip olursunuz.

Makro veya moda fotoğraflarında çoğunlukla odak uzaklığı yüksek lensler tercih edilir.

A. Welsh (Canon EOS 5d Mark2 + 200mm f2 L)

Alistair Hobbs (Pentax k20d + Sigma 180mm f3.5)

3- Netlenen objenin makinaya uzaklığı:

Netlenmek istenen objeye olan yakınlığa göre de alan derinliği değişir. Objeye yaklaşmanız alan derinliğini azaltır.

Üstteki fotoğrafta ilk önce lensin minimum netleme mesafesine yakın bir yerden objeyi netleyerek çekim yaptım. Daha sonra hiç bir ayarı değiştirmeden geriye doğru giderek ikinci fotoğrafı çektim. Alan derinliğindeki değişimi görüyorsunuz. Ne kadar yaklaşırsanız o kadar fazla flu alan elde edersiniz.

Bu etkinin Photoshop ile yapılabildiği söylense de orjinali gibi olmuyor, alan derinliği düzlemsel olarak etki eden bir faktör, net alandan ileriye ve geriye gittikçe doğrusal olarak değişiyor, dolayısıyla Photoshop ile kolaylıkla yapılabilecek bir işlem değil.

İşin tekniğine yine çok girmeden anlatmaya çalıştım, umarım faydalı olur.

İyi çekimler…

Enstantane Öncelikli Mod (Tv&S) Nedir, Ne İşe Yarar?

Temel fotoğrafçılık bilgilerinden olan ISO, diyafram ve enstantaneyi görmeye devam ediyoruz.

Diyafram öncelikli modu daha önce görmüştük. Enstantane öncelikli modu da burada anlatmaya çalışacağız. Öncelikle enstantanenin ne olduğunu hatırlayalım: Enstantane hızı (aynı zamanda perde hızı olarak da geçer) deklanşöre bastığımızda sensöre ne kadar süre ışık düşeceğini belirleyen değerdir.

Enstantane Öncelikli Mod Nasıl Seçilir?

Makinenizin genellikle üst kısmında olan tekerlekte üzerinde TV-S harfi bulunan modu seçtiğinizde (S=Shutter: İngilizcede enstantane) enstantane öncelikli moda geçmiş olursunuz. Bu modda makine kendisi diyafram değerini seçer, siz sadece enstantane değerini seçersiniz. Çoğu kullanıcının sıkça kullandığı modlardandır. Özellikle hızlı hareket eden bir obje çekileceği zaman veya tam tersi sahneyi yavaşlatmak istiyorsak bu modu seçip fotoğrafımızı çekiyoruz.

Ne Zaman Enstantane Öncelikli Mod Seçilir?

Enstantaneyi çekeceğimiz konunun hızına göre ayarlamamız gerekiyor. Örneğin;

Çocuğumuzu çekmek istiyoruz, biliyorsunuz çok hareketlilerdir ve yakalamak oldukça zordur; bu gibi durumlarda yüksek enstantane değerini seçmeliyiz. (1/1000 gibi)

http://scipsmiw.deviantart.com/

Bir başka şekilde bazen hareketi de göstermek isteyebilirsiniz, bu durumlarda konumuzu biraz flu çekmek gerekir, yani düşük enstantane kullanmanız gerekir. (1/40 gibi)

http://sareyn.deviantart.com/

Pan tekniğinde de enstantane öncelik kullanılır, bu tekniği daha sonra anlatıyor olacağız. Enstantane öncelikli mod anlatılırken panı es geçmek olmazdı.

http://maruli786.deviantart.com/

Süt efekti vermek istediğimiz akarsular da bu teknik kullanılarak çekilebilir:

http://scotto.deviantart.com/

Peki ne zaman ne kadar enstantane kullanacağımıza nasıl karar vereceğiz?

Aslında bu biraz deneme yanılma yöntemiyle oluyor. Yani hereketli bir çocuk çekerken işimiz kolay, yüksek bir enstantane seçerek zaten istediğimizi yapmış oluyoruz. Fakat örneğin flu bir obje yakalamak istiyorsak bir kaç deneme yapmamız gerekiyor, çünkü her objenin hareket hızı farklı. Örneğin bir otomobili yakalamak için gereken enstantane farklı iken, bir bisikletliyi yakalamak için gerekli olan enstantane hızı farklıdır, çünkü ikisinin hızları farklıdır. Matematiksel olarak bu konuyu düşünüp ona göre hareket edebilirsiniz.

İyi çekimler…

Beyaz Ayarı Nedir, Ne İşe Yarar?

Bazı fotoğraflarınız değişik renklerde mi çıkıyor?
Veya akşamüstü fotoğraf çekiyorsunuz ama mavi tonlara mı sahip, ya da gece fotoğraflarınız istediğiniz renklerde çıkmıyor mu, ton farklılıkları canınızı mı sıkıyor? Sorununuz büyük ihtimalle beyaz ayarında. Bu yazımızda fotoğrafın temellerinden olan beyaz ayarını detaylı olarak göreceğiz.Beyaz ayarı, özellikle filmli makineler zamanında fotoğrafa yeni başlayanlar için ciddi bir başbelasıydı diyebiliriz. Çünkü o zamanlar bilgisayar üzerinden beyaz ayarını ayarlamak şimdiki gibi mümkün değildi, fotoğraf çekimi sırasında doğru /veya istediğiniz beyaz ayarını seçmeniz gerekiyordu.

Aslında çok basit olarak anlatacak olursak, beyaz ayarı; fotoğraftaki beyaz yerin neresi olduğunu makineye söylemektir. Çünkü makineler sonuçta adı üzerinde makine olduğu için görsel olan renkler konusunda hata yapabilirler, ama biz manuel olarak makineye ‘Beyaz burada’ dersek tüm renkleri ona göre düzenler.

Işık ve ışığın rengi gün içinde güneşin yönüne göre değişir. Örneğin her zaman söylediğimiz bir şey vardır, gündoğumu ve günbatımına yakın zamanlarda fotoğraf çekin. Bunun sebebi bu saatlerde gün ışığının yumuşak olmasıdır, aynı zamanda yine günbatımında ışığın rengi daha turuncuya kaçar ve diğer tüm renkler de böylece sıcak görünür.

Işığın sıcak veya soğuk olması nedir?

Işığı makinemizde Kelvin değerleriyle ölçüyoruz. Yani aslında beyaz ayarı dediğimiz bu Kelvin’in derecesi oluyor. Kelvin 2800-10000 arasında değişken bir değer ve 10000’e yaklaştıkça maviye, 2800e yaklaştıkça da kırmızıya dönüyor. Alttaki görselde renk geçişlerini daha net görebiliyoruz.

Makinedeki otomatik olarak gelen beyaz ayarları nelerdir?

Otomatik: Otomatik ayar, beyaz ayarını makineye bıraktığınız ayardır. Genellikle herkes bu modda kullanır ama bu şekilde çektiğiniz fotoğrafların beyaz ayarlarının aynı olmama durumu yaşanabilir.

Gün Işığı : 5200 Kelvin’e ayarlanmış beyaz ayarı değeridir. Sıcak tonlara sahiptir.

Gölge: 7000 Kelvin’e ayarlanmış beyaz ayarı değeridir. Çok sıcak tonlara sahiptir.

Bulutlu : 6000 Kelvin’e ayarlanmış beyaz ayarı değeridir. Gün ışığı ve gölge arasında tonlara sahiptir.

Tungsten: 3200 Kelvin’e ayarlanmış beyaz ayarı değeridir. Soğuk tonlara sahiptir.

Beyaz floresan ışığı: 4000 Kelvin’e ayarlanmış beyaz ayarı değeridir. Tunsgten’e göre daha sıcak olmasına rağmen mavi tonlar ağırlıktadır.

Kişiye özel: Makineye beyaz nedir öğretmek için beyaz bir nesne fotoğraflanır, ve makineye beyaz budur denerek ayar yapılır.

Kelvin: Her makinede olan bir ayar değildir. Kelvin değerini kendiniz seçmenize yarar. Çoğu profesyonel kullanıcının seçtiği ayardır.

Bu değerlerden bazıları kullanılarak çekilmiş örnek fotoğraf:

Gördüğünüz gibi beyaz ayarı fotoğraf üzerinde çok önemli etkisi olan bir ayardır. Bu ayarı düzgün yapmak doğru renklere sahip bir fotoğraf için olmazsa olmazdır.

Kolay Bir Yolu Var mı?

Kesinlikle var. Artık makinelerin bir çoğunda RAW (ham) fotoğraf çekmek için gerekli ayarlar var.

Raw Fotoğrafların markalardaki isimleri ise şu şekilde:

Canon : CR2

Nikon: NEF

Pentax: PEF

Sony: SR2

Ham çektiğiniz fotoğrafları işlerken – hangi programla işlediğiniz önemli değil- mutlaka beyaz ayarını ayarlamanız için bir slider (kayan bar) olacaktır ve bu şekilde istediğiniz beyaz ayarını fotoğrafa uygulayabilirsiniz. Yani bir fotoğraf çektiğiniz ve istediğiniz ayarlarda değilse artık üzülmenize gerek yok, çünkü ham fotoğraflarda herhangi bir renk verisi saklı olmadığı için rahatlıkla değiştirebiliyorsunuz ve bozulma olmuyor.

Üstteki fotoğrafta Adobe Photoshop CS5 içindeki Camera Raw 6.4.1 ile ham fotoğrafın işleme panelini görüyorsunuz. Kare içerisine alınmış olan bölüm beyaz ayarını istediğiniz gibi yapmaya olanak sağlıyor. Benzer programlarda da aynı ayarı yapabiliyorsunuz. Ayarın nasıl yapıldığıyla ilgili de anlatımlarımız olacak ilerleyen zamanlarda…

Beyaz ayarı (white balance) da bu şekilde, fotoğrafın temellerinden Iso, Diyafram, Enstantane ile birlikte bilmeniz gereken bir başka ayar.

Kolay gelsin…